

Finansal küreselleşme finansın ülkeler arasında serbestçe dolaşımını ve sermaye akımlarının giderek artmasını ifade etmektedir. Finansal küreselleşmenin hızlanmasında teknolojik gelişmeler, finansın dolaşımı üzerindeki sınırlamaların kaldırılması etkili olmaktadır. Finansal küreselleşme, Mc Kinnon (1973) ve Shaw(1973)’un “finansal serbestleşme kuramı” ile teorik temelini bulmuştur. Kuram, finansal liberalizasyonun, tasarrufların dünya ölçeğinde dağılımı düzenleyeceği ve faiz oranlarını ülkeler arasında eşitleyeceği varsayımından hareketle ülkelerde finansal derinleşmenin sağlanacağını, kaynakların etkin dağılacağı ve ekonomik büyümeye katkı sağlayacağını ifade etmektedir. Finans bulmakta zorlanan, finansal tasarrufları yetersiz olan gelişen ekonomiler, ülkeye gelen sermayeyi üretkenliği ve geliri artırmakta kullanarak, verimli yatırımların yapılmasını sağlayabilirler. Aynı zamanda ülkeye gelen sermaye risklerin çeşitlenmesini sağlayarak finansal istikrarın güçlenmesine yardımcı olur. Finansal küreselleşme, ticari entegrasyonu hızlandırarak küresel ticaretin gelişimini de destekler. Ticareti finanse edecek finansal araçların çeşitlenmesini sağlayarak, daha düşük kredi olanaklarını arttırır.
Finansal küreselleşmenin ülke üzerindeki olumlu etkileri, makro ekonomik istikrar, mali disiplin ve iyi düzenlenmiş bir finans sistemi ile ortaya çıkacaktır. Aksi takdirde, ülkeye gelen sermaye, risklerin artmasına, şirket bilançolarının bozulmasına ve finansal krizlerin çıkmasına neden olacaktır. 1980’lerden itibaren ülkelerin finans piyasaları üzerindeki sınırlamaları kaldırmaları yönündeki istekleri küresel finansın hem kısa vadeli hem de uzun vadeli yatırımlarının artmasını sağlamıştır. ABD, İngiltere küresel finansın merkezi haline gelmiştir. Gelişen Asya ekonomileri de küresel finans açısından önemli cazibe merkezleri olma yolunda ilerlemektedir.
Finansal küreselleşme sürecinde ülkenin yabancı yatırımcıyı çekecek koşullara sahip olması ve uluslararası finansal varlıkları sunabilmesi gerekir. Bu durum gelişmiş bir ihracat sektörünün olması ile de ilişkilidir. Gelişmiş bir ihracat sektörü, gelişmiş bir uluslararası finansal piyasada yaratacaktır. Finansal küreselleşme gelişen ülkelerin büyümesine yardımcı olmakla birlikte finansal krizlere yol açabilmesi, finansal küreselleşme öncesi oluşturulacak güçlü kurum ve güçlü makroekonomik çerçeve ile üstesinden gelinecektir.