

Dijitalleşmenin ilk aşamalarından bu yana pek çok yeni terim ile karşılaşıyoruz. Dijital dönüşüm, dijital teknoloji, dijital sanat, dijital ekonomi gibi… Teknolojik gelişmelerdeki hızlı ilerlemeler ortaya çıkan yeni terimlerin kavramsallaştırılmasını zorlaştırdığı gibi yapılan tanımlar gelişmelerin gerisinde kalıyor. Dijital ekonomi kavramı da bunlardan biridir. Tanımın tam olarak yapılamaması ya da dar bir tanım, kavram ile ilgili yapılacak çalışmaların kapsamını etkilemektedir. Örneğin sadece teknoloji odaklı tanım, diğer unsurları önemsiz hale getirebiliyor. Ya da dijital ekonominin değerinin nasıl belirleneceği ve nasıl ölçülmesi gerektiği konusunda da belirsizliklerin artmasına neden oluyor. Bu durum teknolojik gelişmeler ile birlikte daha önce yapılan tanımların dinamik hale getirilmesini ve kapsamının genişletilmesini gerekli kılıyor.
1990’lı yılların ortalarından bu yana dijital ekonomi kavramı dijitalleşmenin getirdiği pek çok yeni kavram gibi giderek yeni bir anlam kazanıyor. Başlangıçta dijital ekonomi teknolojik değişimi, üretici ve tüketicilerin teknoloji kullanımını ifade eden bir kavram olarak tanımlanmaktaydı. 1990’ların sonralarında internetin gelişimi ile birlikte, dijitalleşmenin ekonomik etkileri; ticaret ve istihdam üzerindeki etkileri tartışılmaya başladı. İnternet kullanımının yaygınlaşması ile internet ekonomisi gelişti ve tanımlar, hem bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımını hem de dijital firmalar, ürünler ve hizmetleri içermeye başladı. OECD, UNCTAD gibi kuruluşlar giderek dijital ekonomi üzerine daha ayrıntılı raporlar hazırlamaya başladılar. Son birkaç yılda da dijital ekonomi kavramı içine dijital teknik ve vasıflar da dahil edilmeye, araştırmalar, dijitalleşme ve dijital dönüşüm üzerine odaklanmaya başladı.
Dijitalleşme özellikle gelişen ülkeler için daha önemli hale geldi. Teknolojinin kullanımı ile birlikte geleneksel sektörler gelişti ve artık gelişen ülkelerdeki pek çok sektör (tarım, turizm ve ulaşım) dijital olanaklardan faydalanmaya başladı. Dijitalleşmenin kaldıraç özelliği ile gelişen ülkeler daha hızlı ilerleme sağladılar. Daha önce ihracat yapmamış firmalar internet ile birlikte dışa açıldılar. Yurtdışında ürünlerini daha düşük maliyetle tanıtıyor ve daha uzak bölgelere erişiyorlar. Üstelik dijitalleşme istihdam olanaklarını da artırıyor, bazı geleneksel işler kaybolsa da yeni meslekler, yeni iş alanları açılıyor. Yaratıcılık artıyor, daha önce hiç düşünülmemiş işler yapılmaya başlanıyor. Taksi sahibi olmadan taksi hizmeti sunulmaya, restoran sahibi olmadan yemek hizmeti verilmeye ya da otel sahibi olmadan otel odası kiralanmaya başlanıyor.
Sonuç olarak dijital ekonominin kapsamı genişlemiş, kavramsallaştırmada giderek teknolojik yön ağırlık kazanmaya başlamıştır. Robotlar, nesnelerin interneti, bulut bilişim, dijital platformlar gibi pek çok konu dijital ekonomi tanımına dahil edilmiştir. Böylece dijital ekonomi bir yandan teknoloji ile ilgili unsurları diğer yandan ekonomi ile ilgili unsurları içine alan bir kavram haline gelmiştir. Kavramsallaştırma konusunda Bukth ve Heeks (2017)’in çalışması hem teknik yönü hem de ekonomik yönü içermesi açısından dijital ekonomiyi tanımlamada oldukça önemlidir ve bu konuda yapılacak çalışmalara da ışık tutmaktadır. Çalışmada dijital ekonomi kavramı, çekirdek tanım, dar kapsamlı tanım ve geniş kapsamlı tanım şeklinde giderek daha fazla unsuru içeren bir kavram şeklinde açıklanmaktadır. Çekirdek tanımda dijital ekonomi içersinde donanım, yazılım, BiT danışmanlığı, bilgi hizmetleri ve telekomünikasyon yer alırken, dar kapsamlı tanımda, çekirdek tanımla birlikte dijital hizmetler, platform ekonomisi, paylaşım ve gig ekonomisi yer almaktadır. Geniş kapsamlı tanımda da, çekirdek ve dar kapsam unsurlarının yanında e-iş, e-ticaret, endüstri 4.0, algoritmik ekonomi ve hassas tarım konuları dahil edilmektedir. Böylece dijital ekonomi, çekirdek bilişim faaliyetlerinden daha geniş faaliyetlere uzanan içeriği ile anlamını sürekli geliştiren bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Dijitalleşmenin, teknolojik ilerlemenin sağladığı gelişmeler kavramsallaştırmayı da dinamik hale getirmekte ve sürekli yeni tanımların yapılması ihtiyacını doğurmaktadır.
Kaynakça
Bukth, R. & R Heeks, Defining, Conceptualising and Measuring the Digital Economy, Working Paper Series, Paper No. 68. 2017.
UNCTAD, Digital Economy Report, 2019.