Orta Vadeli programda(2024-2026) temel amaçlar afet yaralarının sarılması ve afet risklerinin azaltılması, makroekonomik ve finansal istikrarın sağlanması, enflasyonun tek haneye düşürülmesi, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat perspektifinde büyüme ve istihdamın devam ettirilmesi, sosyal adalet ve refahın güçlendirilmesi olarak belirlenmiştir. Bu temel amaçlara mali disiplinin sağlanması, para politikaları ve yapısal dönüşümler ile ulaşılmaya çalışılacağı ifade edilmiştir. Küresel hasıla ve küresel ticaret ile ilgili analizlerde hem küresel üretimin hem de küresel ticaretin azaldığına dikkat çekilmiştir. Bu gelişmeler gelişmiş ve yükselen ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanmaktadır.
Türkiye ekonomisi için büyüme tahmini 2023 için % 4.4 olurken, 2024,2025 ve 2026 için tahminler sırasıyla %4.0, % 4.5 ve % 5.0 olarak öngörülmektedir. Büyümede önümüzdeki dönem biraz daralma bekleniyor. İşsizlik oranında da önümüzdeki üç yılda düşüş öngörülüyor.
Enflasyon beklentiler açısından bakıldığında 2023 yıl sonu tahmini % 65’tir. Enflasyonun 2024’ten itibaren kademeli bir şekilde azalacağı öngörülmektedir. 2024’te enflasyon oranı % 33, 2025’te % 15,2 olarak tahmin edilmektedir. 2026 yılında enflasyonun tek haneye % 8.5 oranına düşeceği beklenmektedir.
Cari açığın GSYH’ya oranı bu yıl için % -4.0 olarak öngörülmektedir. Önümüzdeki üç yıl içinde cari açığın giderek azalacağı ve 2026’da GSYH’nın % 2.3 ü olacağı tahmin edilmektedir.
Dış ticaret açısından ihracatın artacağı ancak dış ticaret açığının devam edeceği ifade edilmektedir.
Merkezi Yönetim Bütçesinde deprem koşullarının etkili olduğu vurgulanmış AB’ye girme kriterinin 2026 karşılanabileceği belirtilmiştir. AB tanımlı borç stokunda da 2024 yılında artış olacağı, borç stokunun 2025 ve 2026 yıllarında düşeceği öngörülmektedir.
2024-2026 OVP’de farklı olarak öncelikli yapısal alanlar belirlenmiştir. Bu alanlar, büyüme ve ticaret, beşeri sermaye ve istihdam, fiyat istikrarı ve finansal istikrar, kamu maliyesi, afet yönetimi, yeşil ve dijital dönüşüm, iş ve yatırım ortamıdır.
Programı genel olarak değerlendirildiğinde ekonomi üzerinde olumlu etkiler yaratacağı söylenebilir. Pek çok katılımcının görüşlerinin alınarak programın hazırlanması piyasa güvenini artıracak bir faktördür. Ekonomide yeknesaklığın hakim olması, tüm ekonomik güçlerin birlikte hareketi güveni ve programın başarısını arttırır.
Program, gerek enflasyon tahminleri, gerekse büyüme tahminleri açısından piyasa katılımcılarının beklentilerini karşılayacaktır. Verilen tahminler, ekonominin gidişatının öngörülebilirliği açısından olumludur. Öngörülebilirliğin artması, ekonomiye olan güvenin de artmasını sağlayacaktır. Ayrıca Programın ekonomide son zamanlarda ekonomide yaşanan belirsizliğin azalmasına da katkıda bulunacağı söylenebilir. Programda öncelikli yapısal alanların belirlenmesi olumlu bir gelişmedir. Özellikle dijital alanda atılacak adımların -dijital para, KOBİ’lerin dijital dönüşümünün desteklenmesi gibi- Türkiye’nin dijital ekonomisinin büyümesini ve güçlenmesini sağlayacaktır. Programın piyasa göstergeleri üzerindeki ilk yansımaları olumlu yönde olacaktır. Belirsizliğin azaldığı ve daha iyimser bir havanın oluşacağı ve ekonomik aktörlerin bu olumlu bakış açısı ile motivasyonunun artacağı söylenebilir.