FED, geçtiğimiz ay politika faizini % 5- % 5.25 aralığında sabit bırakmıştı. FED’in bu kararı almasındaki gerekçeler tutanaklarda şu şekilde ifade edilmiştir:
Finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler olumlu sonuçlar vermektedir. Politika beklentilerindeki değişim, Hazine getirilerinin daha yüksek olmasını sağlamıştır. Daha çok hissede fiyat artışı yaşanmıştır. Bankacılık sektörüne ilişkin yatırımcı güveni giderek artmaktadır. Ancak finansal koşullar endeksi değişmeden kaldığı için hala resesyon riski ihtimali vardır. Fakat yakın bir zamanda değil. Ekonomik veriler, ekonomik faaliyetlerde güçlenmeye işaret etmektedir.
Borç limitinin çözülmesi ve yatırımcı davranışındaki olumlu gelişmelerin de etkisiyle para piyasalarında 3 aylık hazine getirilerinde artış beklenmektedir.
GDP’de yılın ikinci yarısında ılımlı bir artış öngörülüyor. İşgücü piyasa koşulları son aylarda güçlü, işsizlik oranı düşüktür. Tüketici enflasyonu Nisan da yüksek kalmaya devam etmiştir. Nominal ücretlerde de artış olmasına rağmen geçen seneye kıyasla daha düşük kalmıştır.
Çekirdek enflasyondaki değişim beklenenden azdır. Yıllık bazda uluslararası ticaret istatistikleri açısından net ihracat, ilk çeyrekte reel GDP’ ye pozitif katkı sağlamıştır. Ancak Nisan ayında nominal ticaret açığı genişlemiştir. İlk çeyrekte Covid 19 sonrası Çin ekonomisindeki gelişmeler, diğer Asya ekonomilerinde, Kanada ve Meksika da hizmetler sektörü gelişmeleri, ticaret açığının büyümesinde etkili olmuştur. Buna karşılık Euro Bölgesinde ise GDP daralmıştır. İkinci çeyrekte ise özellikle Çin de aktivitenin zayıflaması beklenmektedir.
Enerji ve tarımda, küresel fiyatlarda çok az değişim yaşanmıştır. Perakende enerji fiyatlarındaki düşüş, dış ekonomilerde manşet enflasyonun düşmesinde etkili olsa da çekirdek enflasyondaki düşüş, beklenen düzeyde olmamıştır. Bu açıdan ekonomiler, enflasyonu beklenen hedeflerine çekebilmek için faiz oranlarını yükseltme ihtiyacı duymaktadır.
Bankaların fonlama kabiliyeti son haftalarda artsa da beklenen düzeyde değildir.
GDP’de 2024 ve 2025’te azalma öngörülüyor. Bu yıl için ise GDP’de 2. ve 3. Çeyrekte yavaşlama olabileceği tahmin ediliyor. İşsizlik oranında ise bu yıl artış bekleniyor. Tüketici enflasyonu 3.0, çekirdek enflasyon % 3.7 bekleniyor. (4. Çeyrekte) Çekirdek enflasyonda gelecek yıl ise düşme bekleniyor. Ama yine de % 2’nin üzerinde olacağı tahmin ediliyor. 2025’te her iki enflasyonun (toplam ve çekirdek) % 2’ye yakın seyredeceği öngörülüyor. Genel olarak analistler ılımlı büyüme öngörmüşlerdir. Ancak enflasyon ısrarlı olabilir. Bu yüzden risklere işaret ediyorlar.
Sonuç olarak, toplantıya katılanlar büyümenin yavaş, işsizlik oranının düşük enflasyonun yüksek olduğunu onaylamışlardır. ABD bankacılık sistemi, güçlü ve dayanıklıdır. Sıkı kredi koşulları hane halkı ve iş dünyası üzerindeki etkili olsa da riskler devam etmektedir. Para politikasının ekonomi üzerindeki gecikmeli etkisinin izleneceğine işaret etmektedirler.
Reel GDP’de düşük büyüme ve işgücü piyasa koşullarında yumuşama, toplam arz ve talebi dengeye getirebilir. Ayrıca enflasyonist baskıları da azaltarak % 2 enflasyona dönülebilir. Bankalarda stres azalmaktadır. Mart ayından bu yana bankacılık koşulları iyileşmektedir. Sıkı kredi koşullarının ekonomik faaliyetler üzerindeki etkisini söylemek için ise henüz erken. Bu nedenle komite, bankacılık sektöründeki gelişmelerin ekonomi ve kredi koşulları üzerindeki etkisini gözlemeye devam edeceğini belirtmiştir.
GDP yılın erken zamanlarında güçlü ama GDI (gross domestic income) zayıf. Toplam çalışılan saatteki büyümenin yavaş olmasının GDI’nin zayıf olmasında etkili olabileceğine işaret edilmiştir.
Enflasyonda düşme beklendiğinden daha yavaş seyrediyor. Katılımcılar gerek para politikasındaki olağan sıkılaşma gerekse son bankacılık sektöründe yaşananlar sonrasındaki ek sıkılaşmanın ekonomi üzerindeki kümülatif etkisinin belirsizliğine işaret ediyorlar. Tam etkilerinin henüz gözlenmediğine vurgu yapıyorlar. Ekonomik faaliyetlerdeki aşağı yönlü riskler dikkate alındığında para politikasındaki hızlı sıkılaşmanın etkisi beklendiğinden daha fazla ekonomik faaliyetleri etkileyecektir. Uzun dönem enflasyonist beklentilerin henüz oluşmadığını, kredi koşullarındaki gecikmeli etkilerin katkısıyla ekonomik faaliyetlerde yavaşlama ve enflasyonist baskıların azalma olacağı ifade ediliyor.
Bazı katılımcılar 25 baz puan artış istese de, çoğunluk federal fonlama oranının % 5- % 5.25 te sürmesinin uygun olduğuna kanaat getirmiştir. Maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerine yönelik ekonomik gelişimin değerlendirilmesi için zaman kazanmak istemeleri, bu oranın devamında etkili olmuştur. Katılımcıların çoğu belirsizliklerin devam ettiğini, uygun para politikası duruşu için ek bilgiye ihtiyaç olduğunu vurgulamıştır. Komite yeni bilgi, ekonomik görünüm ve risk dengelerini de gözeterek gelecek politika kararlarını almaya devam edeceğini belirtmiştir.